Bitkilerde Çelikle Üretim, Klonlama ve Daldan Köklendirme

Bitkilerde Çelikle Üretim, Klonlama ve Daldan Köklendirme

Giriş

Bitkilerin vejetatif yolla çoğaltılması (klonal üretim), tarım ve bahçecilikte değerli türlerin aynı genetik özelliklerle hızlı şekilde çoğaltılmasını sağlar. Tohumla üretimde ortaya çıkabilen genetik varyasyonu önlediği ve yavaş büyüyen türlerde daha kısa sürede sonuca ulaştırdığı için, meyve ağaçlarından süs bitkilerine kadar pek çok alanda bu yöntemlere başvurulmaktadır. Bu raporda, son 5 yılda bitki üretiminde kullanılan üç temel klonal çoğaltma yöntemine – çelikle köklendirme, daldan köklendirme (layering) ve doku kültürü ile klonlama (mikroçoğaltım) – dair güncel bilimsel çalışmalardan bulgular derlenmiştir. Her bir yöntem için uygulanan teknikler (hormon kullanımı, ortam koşulları, vb.), ekonomik değeri yüksek örnek bitki türleri (ör. üzüm asması, zeytin, lavanta, ortanca, gül, ceviz, incir, aloe vera gibi) üzerinde elde edilen başarı oranları ve farklı ülkelerdeki araştırma sonuçları incelenmektedir. Ayrıca meyve ağaçları, tıbbi-aromatik bitkiler ve süs bitkileri şeklinde kategorilere göre öne çıkan örnekler belirtilmiştir. Sonuçlar bilimsel makale kaynaklarına dayandırılarak sunulmuştur.

Çelikle Çoğaltma (Stem Cutting) Yöntemi

Çelikle çoğaltma, ana bitkiden alınan köksüz bir dal, sürgün, yaprak veya kök parçasının uygun koşullarda köklendirilerek yeni bitki elde edilmesi işlemidir. Odun, yarı-odun veya otsu çelik materyali; bitki türüne, mevsime ve dalların olgunluğuna göre seçilir. Çeliklerin köklenmesinde başarı, bitki türü ve çeşidine bağlı olduğu kadar uygulanacak hormon desteği ve ortam koşullarına da bağlıdır. Genellikle köklendirme hormonları olarak oksin grubundan IBA (indole-3-bütürik asit) veya NAA (naftalen asetik asit) kullanılmakta ve çeliklerin dibine toz veya çözelti formunda uygulanmaktadır. Modern üretim tesislerinde çelikler, sisleme altında yüksek nem ve kontrollü sıcaklık sağlayan köklendirme yastıklarına veya alt ısıtmalı serklere dikilir. Böylece su kaybı azaltılır ve kallus ile kök oluşumu teşvik edilir. Özellikle ilkbahar sonu/yaz başı alınan yeşil (yarı-odun) çelikler hızlı köklenme potansiyeline sahiptir; kışın yapraksız odun çelikleri ise genelde daha yavaş köklenir. Son yıllardaki araştırmalar, çelikle köklendirmede hormon dozu, uygulama şekli, mevsim ve ortam gibi parametrelerin optimize edilmesine odaklanmıştır.

  • Meyve Asmaları ve Ağaçları: Üzüm asması (Vitis vinifera) gibi bazı türler çelikle üretime son derece uygundur. Amerikan ve Avrupa üzüm çeşitleri genellikle yüksek köklenme yüzdesi verir; ancak kültivarlar arasında büyük farklılıklar da gözlenir. Örneğin, bir çalışmada odun çelikleriyle ‘Miss Blanc’ adlı sofralık üzüm çeşidi %95’e varan köklenme oranı gösterirken, köklenmesi güç bilinen Norton çeşidinde oran %10’un altında kalmıştır. Yarı-odun çeliklerde de benzer şekilde kolay köklenen ve zor köklenen çeşitler belirlenmiştir. Hormon uygulamaları üzümde çeşide göre değişken sonuçlar verebilmektedir; bazı durumlarda oksin takviyesi köklenmeyi artırırken, bazı kolay köklenen çeşitler hormonsuz da yüksek başarı göstermektedir. Meyve ağaçlarından incir (Ficus carica) pratikte çelikle çok sık üretilir ve oldukça kolay köklenir. Hindistan’da ‘Poona’ incir çeşidiyle yapılan deneylerde, 2000 ppm IBA ile muamele edilen odun çeliklerinin %76 oranında köklendiği ve 90 gün sonunda fide olarak %82’sinin hayatta kaldığı rapor edilmiştir. Zeytin (Olea europaea) ağacında çelikle üretim, özellikle Akdeniz ülkelerinde fidan üretiminin temelini oluşturur. Zeytinde yarı-odunlu sürgün çelikleri, sisleme altında, genellikle IBA hormonu ile işleme tabi tutularak köklendirilir. Yapılan araştırmalar zeytin çeliklerinde mevsimin ve çeşidin kritik olduğunu, ilkbaharda alınan çeliklerle bazı kültivarlarda %90’ın üzerinde köklenme elde edilebildiğini göstermiştir. Örneğin, Oregon/ABD’de bir çalışmada uygun hormon (IBA+NAA) kombinasyonu ile ilkbahar çeliklerinde %96’ya varan başarı elde edilmiştir. Ancak köklenme yeteneği çeşide göre farklıdır: Aynı çalışmada kolay köklenen ‘Picual’ zeytininde %64, daha zor köklenen ‘Leccino’ çeşidinde %56 köklenme gözlenmiştir (istatistiksel olarak fark olmasa da). Köklendirme ortamı da önemlidir; zeytin çeliklerinde torf:perlit (1:1) karışımı, Hindistan cevizi lifi gibi alternatiflere göre daha iyi kök gelişimi sağlamıştır. Ceviz (Juglans regia) ise çelikle çoğaltılması en zor türlerden biridir; odun ve yeşil çelik denemeleri yapılmış ancak genellikle düşük (%0–20 arası) köklenme nedeniyle ticari uygulamada ceviz çöğürlerine aşı yöntemi tercih edilmektedir.
  • Tıbbi ve Aromatik Bitkiler: Birçok tıbbi bitkiyi tohumdan yetiştirmek yavaş veya verimsiz olabildiğinden, çelik ile üretim pratik bir alternatiftir. Örneğin lavanta (Lavandula angustifolia) gibi aromatik bitkiler, uç sürgün çelikleriyle çoklanarak uniform tıbbi hammadde sağlanır. Lavantada çelik köklendirme çalışmaları, uygun nem koşullarının ve hormon kullanımının başarıyı önemli ölçüde etkilediğini göstermektedir. İngiliz lavantası çeliklerinde %50 civarı olan köklenme oranı, oksin hormonu kullanımıyla %80–90 düzeyine çıkabilmektedir (hobbyist raporları). Bilimsel bir çalışmada maya ekstraktı ile muamele edilmiş lavanta çeliklerinde %88.9’a varan köklenme elde edilmiştir. Biberiye, adaçayı gibi diğer aromatiklerde de çelikle üretim yaygın olup benzer şekilde hormon takviyesi ve sisli ortam uygulamaları köklenme süre ve oranlarını artırmaktadır. Aloe vera gibi sukulent tıbbi bitkiler genellikle sürgün vermekle çoğalsa da, bazı çalışmalar aloe yapraklarından çelikle köklendirme denemiş ancak en etkili yolun doku kültürü olduğu sonucuna varılmıştır. Yine de doğal köklendiricilerin denenmesi ilgi çekmektedir; örneğin bir araştırmada taze aloe vera jeli, zeytin çeliklerinde sentetik hormona alternatif olarak kullanılmış ve yaklaşık %60 köklenme başarısı sağlamıştır.
  • Süs Bitkileri: Gül (Rosa spp.), ortanca (Hydrangea) ve benzeri süs bitkilerinde çelikle üretim, yeni fidan elde etmek için sıklıkla uygulanır. Gül çelikleri genellikle yarı-odun sürgünlerden alınır; çeşit ve mevsime göre değişmekle birlikte, hormon uygulaması köklenmeyi artırabilir. Örneğin minyatür bir gülde, 5000 ppm IBA uygulanmasıyla %85 civarında köklenme oranı rapor edilmiştir. Ancak bazı güllerde yapraklı çeliklerde bile oksin uygulamasının etkisi sınırlı olabilir; çevresel şartlar (sıcaklık ~20–25°C, yüksek nem) ve çelik kalınlığı gibi faktörler de önemlidir. Hydrangea macrophylla gibi ortancalar yaz sonunda alınan yeşil çeliklerle kolay köklenir ve amatör bahçıvanlar dahi basit seralarda %90’a yaklaşan başarılar bildirmektedir. Bununla birlikte, kışın yapraksız sert çeliklerde başarı daha düşük (~%30–50) olabilmektedir. Açelya, kamelya gibi bazı odunsu süs türlerinde de çelikle üretim denemeleri yapılmakta, zor köklenenlerde yara yeri dağlama, kabuğu yaralama (çentik atma) ve yüksek doz hormon gibi teknikler kullanılmaktadır. Son yıllarda lazerle mikro-yara açma gibi yenilikçi yöntemlerin, örneğin güllerde kambiyum aktivasyonunu artırarak köklenmeye katkı sağlayabileceği dahi araştırılmıştır. Genel olarak süs bitkilerinde çelikle üretim, ucuz ve hızlı olması nedeniyle tercih edilmekte; bilimsel çalışmalar da bu yöntemin protokollerini iyileştirerek fide üretiminde daha yüksek tutma oranları hedeflemektedir.

Daldan Köklendirme (Layering) Yöntemi

Daldan köklendirme, bitki dalının ana bitkiden ayrılmadan önce üzerinde kök oluşturmasının sağlandığı ve sonrasında ana bitkiden kesilerek bağımsız fide elde edildiği bir vejetatif çoğaltma tekniğidir. Hava daldırması (air layering) en yaygın uygulanan şeklidir: Dalın kabuğu halka şeklinde soyularak yaralanır, oksin hormonu sürülebilir, nemli bir yosun/torf karışımıyla sarılıp streç film veya poşetle bağlanır. Birkaç hafta/ay içinde dal üzerinde kallus ve kökler oluşur; ardından dal kesilerek toprağa dikilir. Bu yöntem özellikle çelikle köklenmesi zor veya yavaş türlerde (örneğin bazı tropik meyve ağaçları, orman ağaçları ve değerli süs ağaçları) başarılı bir alternatif sunar. Son yıllarda çeşitli ülkelerde hava daldırmasıyla yüksek başarı elde edilen örnekler raporlanmıştır.

Şekil 1: Hava daldırması yöntemiyle dal köklendirme süreci (Paeonia suffruticosa, ağaç şakayığı üzerinde yapılan bir çalışmadan) – (A) Ana bitki üzerinde bir dalın kabuğu halka şeklinde soyulup köklendirme hormonu sürülmesi, (B) Yara yerinin nemli sphagnum yosunu ile sarılıp filmle kapatılması, (C) birkaç hafta sonra dal üzerinde yeni beyaz kökçüklerin belirmesi, (D) köklenen dalın ana bitkiden kesilip alınması ve yoğun kök oluşumu, (E-F) köklü dalın saksıya dikilip yeni fidan olarak gelişimi.

  • Meyve ve Orman Ağaçları: Daldan köklendirme, özellikle tropik/taraklı meyve türlerinde (ör. liçi, longan, mango), cevizin de içinde olduğu bazı sert ağaçlarda ve yan dal verme oranı düşük türlerde eski bir tekniktir. Son dönem bilimsel literatürde ilgi çeken bir örnek, keçiboynuzu (Ceratonia siliqua) ağacının katlama (marcottage) ile çoğaltılmasıdır. Fas’ta yapılan bir çalışmada, keçiboynuzunun “Rahma” adlı yeni bir hermafrodit çeşidinde hava daldırmasıyla %95.3 başarı oranına ulaşıldığı bildirilmiştir. Dişi bir klonda da yaklaşık %80 köklenme elde edilmiştir. Bu yüksek oranlar, özellikle tohumla çoğalması zor veya yavaş olan ağaç türleri için daldırmanın etkinliğini göstermektedir. Benzer şekilde, tropikal bir tıbbi ağaç olan Osyris lanceolata (Afrika sandal ağacı) için geleneksel yöntemlerle düşük olan fide elde etme başarısının, hava daldırmasıyla belirgin biçimde arttığı rapor edilmiştir. Ülkemizde de incir, narenciye ve zeytin gibi ağaçlarda havai daldırma bahçıvanlar tarafından uygulanmaktadır; ancak bu yönteme dair akademik çalışmalar sınırlıdır.
  • Süs ve Tıbbi Bitkiler: Daldan köklendirme, değerli süs bitkilerinde yeni fidan üretmek amacıyla da kullanılır. Çin’de ağaç şakayığı (Paeonia suffruticosa) üzerinde 2020-2022 yıllarında gerçekleştirilen yenilikçi bir araştırma, bu yöntemin süs/tıbbi bitki üretiminde başarıyla uygulanabileceğini göstermiştir. Çalışmada 8-10 yaşındaki ağaç şakayıkları, yılın farklı dönemlerinde ve farklı hormon uygulamalarıyla hava daldırmasına tabi tutulmuştur. Haziran ayında yapılan daldırmalar en iyi sonucu vermiş; özellikle ‘Quehao’ adlı kültivarda %100 köklenme oranı kaydedilmiştir. Diğer iki kültivarda (‘Baoqing Hong’ ve ‘Xishi’) ise sırasıyla %83 ve %77 başarı elde edilmiştir. İlginç şekilde, hormon tür ve dozlarının etkisi çeşide göre farklılık göstermiştir: ‘Quehao’ çeşidinde IBA hormonunun artışı köklenmeyi pozitif etkilerken, NAA yüksek dozu olumsuz etki yapmıştır; diğer iki çeşitte ise hormon dozuna duyarlılık gözlenmemiştir. Genel olarak çalışma, hava daldırmasının ağaç şakayığında ticari fidan üretimi için uygun bir yöntem olduğunu vurgulamaktadır. Bu yöntem sayesinde, tohumla üretimde 4-6 yıl süren ilk çiçeklenme süreci atlanarak, daha kısa sürede çiçeklenmeye geçen klon fidanlar elde edilmiştir. Süs bitkilerinden kamelya (Camellia japonica) üzerinde de daldırmayla başarılı sonuçlar alındığı literatürde not edilmiştir. Ayrıca Saraca cinsi tropik bir süs bitkisinde (“Siji Flower” çeşidi) bu yöntemle iyi sonuçlar alınmıştır. Havai daldırma ile üretilen fidanlar ana bitkinin tüm özelliklerini koruduğu ve aşılı fidanların aksine kendi kökleri üzerinde büyüdüğü için, uzun vadede daha sağlıklı taç gelişimi ve erken meyve/çiçeklenme avantajı sunabilmektedir. Bununla birlikte, daldırma yöntemi nispeten emek yoğun bir teknik olup, aynı anda çok sayıda fidan üretmek için pratik değildir. Bu nedenle güncel araştırmalar, daldırma tekniğini özellikle nadir veya yüksek değerli bitkilerin üretilmesi ya da geleneksel yöntemlerle üretilemeyen özel kültivarların çoğaltılması amacıyla optimize etmeye odaklanmıştır.

Klonlama ve Doku Kültürü (İn Vitro Mikroçoğaltım)

Klonlama terimi bitkilerde genellikle doku kültürü yoluyla bitki çoğaltımını ifade eder. Laboratuvar koşullarında steril besi yerlerinde bitkiden alınan küçük doku parçaları (meristem, tomurcuk, nodal segment vb.), hormon takviyeli yapay ortamlarda çoğaltılarak kısa sürede yüzlerce, binlerce klon bitki elde edilebilir. Son 5 yılda, doku kültürü teknikleri meyve fidanı, tıbbi bitki ve süs bitkisi üretiminde gittikçe daha fazla uygulanmakta ve üzerine araştırmalar yapılmaktadır. Mikroçoğaltımın avantajları, geleneksel yöntemlerle zor ya da yavaş üreyen bitkileri hızlı çoğaltabilmesi, yıl boyu üretim imkanı, hastalıktan arî (virüssüz) bitki materyali elde edilmesi ve genetik olarak uniform fidanlar üretilmesidir. Özellikle tohumdan çoğaltmada sorunlu olan türler (ör. integrasyon süresi uzun veya dormansi sorunu olanlar) ve vejetatif çelik/aşı ile üretilemeyen klonlar için doku kültürü tekniği umut vadetmektedir. Bununla birlikte, yüksek maliyet, özel laboratuvar gereksinimi ve bazı türlerde karşılaşılan teknik zorluklar (kontaminasyon, fenolik madde salgısı, köklendirme güçlüğü) bu yöntemin her türde kolay uygulanamadığını göstermektedir. Son dönem araştırmalar bu zorlukları yenmeye yönelik yenilikçi yaklaşımlara odaklanmıştır.

  • Meyve Ağaçları: Klasik yöntemlerle klonlanması en zor gruplardan biri olan meyve ağaçlarında (ör. ceviz, badem) doku kültürü çalışmaları hız kazanmıştır. Ceviz (Juglans spp.) bunun başlıca örneklerindendir. Ceviz fidanları genellikle tohum anacı üzerine aşılı olarak üretilir; bu da genetik varyasyona yol açar ve üstün özellikli klon anaçların kullanımını kısıtlar. Bu sorunu çözmek için son yıllarda klonal ceviz anacı üretimi üzerinde çalışılmaktadır. 2022’de Portekiz’de yapılan bir araştırma, Juglans regia × J. hindsii melezinden oluşan “Paradox Vlach” klon anaçlarını doku kültüründe çoğaltıp, bunlara ticari ‘Chandler’ ceviz çeşitini mikroaşı yoluyla birleştirmiştir. Geliştirilen “ex vitro köklendirme ile eşzamanlı mikroaşılama” tekniğinde, tüpte çoğaltılan klon anaçlar dış ortama alınırken üzerlerine yine tüpte üretilmiş mini sürgünler aşılanmıştır. Sonuçta %82 oranında anaç köklenmesi, %72 oranında aşı tutması ve %84 oranında fide düzeyinde yaşama başarısı sağlanmıştır. Bu oranlar, geleneksel açık alan aşılı fidan üretimiyle kıyaslanabilir düzeydedir ve üstelik yılın herhangi bir zamanında laboratuvarda üretim yapmaya olanak tanır. Böylece cevizde mevsime bağlı kalmadan, daha kısa sürede klon anaçlı fidan elde etmek mümkün olmaktadır. Diğer meyve türlerinden zeytin (Olea europaea) doku kültürüyle çoğaltıma yönelik önemli ilerlemeler kaydedilmiştir. Zeytin geleneksel olarak çelikle üretilebilse de, bazı köklenmesi zor çeşitlerin (örneğin bazı sofralık zeytinler) doku kültürüyle çoğaltılması için araştırmalar yapılmaktadır. 2023 tarihli bir derleme, İtalya ve İspanya gibi Akdeniz ülkelerinde bazı ticari zeytin çeşitlerinin artık in vitro mikroçoğaltım ile ticari ölçekte üretildiğini belirtmektedir. Zeytinde mikroçoğaltımın önündeki engellerden biri pahalı büyüme hormonu zeatin kullanım ihtiyacı ve bazı kültivarların doku kültürüne inatçı (recalcitrant) davranışıdır. Bu sorunları aşmak üzere doğal katkılarla hormon maliyetini azaltma çalışmaları yapılmıştır. Örneğin, Neem ağacı yağı ilavesinin zeytin kültürlerinde pahalı sitokininlerin yerine kullanılabileceği bulunmuştur; Moraiolo zeytin çeşidinde besi ortamına 0.1 mL/L neem yağı eklenmesi, sürgün çoğalma oranını artırmış ve yüksek zeatin konsantrasyonlarına ihtiyacı azaltmıştır. Aynı çalışmada neem yağı ile çoğaltılan sürgünlerden elde edilen fidanların kök sayısı ve uzunluğunun da kontrol grubuna kıyasla arttığı belirtilmiştir. Bunun yanı sıra, ex vitro köklendirme adı verilen bir uygulamayla zeytin doku kültürü fidanlarının, köklenme aşaması için yeniden tüpe alınmaksızın doğrudan dış ortamdaki torf-perlit karışımlarına dikilerek köklendirilmesi denenmiştir. Frantoio ve Sirole gibi kolay köklenen bazı çeşitlerde bu yöntemle %100’e yakın köklenme başarıları elde edilmiştir. Zor köklenen kültivarlarda ise, tüpten çıkan mini sürgünlerin dikim öncesi 3–10 gün süreyle sıvı IBA çözeltisinde bekletilmesi sayesinde %80’i aşan köklenme oranlarına ulaşılmıştır. Bu entegre yöntem, klasik doku kültüründe ayrı bir aşama olan köklendirme ve aklimatizasyon safhalarını birleştirerek süreçleri hızlandırmakta ve daha güçlü kök sistemine sahip fidanlar üretmektedir.
  • Tıbbi-Aromatik Bitkiler: Değerli tıbbi bitkilerden birçoğu doku kültürü ile hızlı çoğaltılmaktadır. Aloe vera, bu alanda öne çıkan örneklerden biridir. Aloe vera yapraklarından explant alınarak yapılan in vitro çoğaltım araştırmalarında, uygun oksin-sitokinin kombinasyonları ile hızlı sürgün çoğalması elde edilmiştir. 2022 yılında Bangladeş’te yapılan bir çalışmada, BAP (benzilaminopürin) ve NAA hormonlarının sinerjik dozlarıyla aloe’nin kütlü sayısı ve boyunda belirgin artış sağlanmış; önerilen protokol ile hızlı ve kitlesel üretimin mümkün olduğu vurgulanmıştır. 2023 yılında yayınlanan bir makalede ise aloe vera yaprak kalluslarından rejenerasyon denenmiş ve 6 ay gibi bir sürede yüzlerce bitki elde edilebilmiştir. Lavanta, nane, orkide, ginseng gibi yüksek değerli tıbbi/aromatik bitkilerin de doku kültürü protokolleri son yıllarda rafine edilmektedir. Örneğin, İran’da yapılan bir çalışmada kekik (Thymus) türlerinin mikroçoğaltım protokolü geliştirilerek, klasik çelikle üretime kıyasla çok daha fazla sayıda fidelik bitki üretilebildiği gösterilmiştir (bu sayede doğal popülasyonların korunmasına da katkı sağlanmaktadır). Doku kültürü ayrıca nadiren çiçek açan veya tohumu çimlenmeyen tıbbi bitkilerin (ör. bazı orkide ve süs zambağı türleri) devamlılığını sağlamak için de kritik önemdedir.
  • Süs Bitkileri: Gül, orkide, lale, ortanca (Hydrangea) gibi süs bitkilerinin yeni varyete ve klonları, doku kültürü sayesinde hızla çoğaltılıp ticari üretime alınabilmektedir. In vitro ortamlarda bitki başına yüzlerce mikro sürgün elde edilebilmesi, özellikle lisanslı süs bitkilerinin çoğaltılmasında avantaj sağlamaktadır. Gül virüssüzleştirme programlarında meristem kültürü kullanılarak temiz bitki elde edildikten sonra, bu meristemlerin çoğaltılması ile fide üretimi yaygındır. Ortancalar da doku kültürüyle kitlesel üretilip, son köklendirme aşamasında dış ortama alınmaktadır. Bununla birlikte, her süs bitkisinde başarı aynı değildir: Örneğin ağaç şakayığında doku kültürü çalışmalarında hiperhidris (vitrifikasyon), düşük köklenme oranı ve iklime alıştırma (aklimatizasyon) döneminde yüksek kayıp gibi sorunlar rapor edilmiştir. Bu nedenle ağaç şakayığında doku kültürü tam verimli bulunmamış ve yukarıda anlatılan hava daldırması yöntemi alternatif olarak geliştirilmiştir. Yine de, genel olarak bakıldığında, süs bitkilerinde doku kültürü son 5 yılda daha modern uygulamalarla desteklenmektedir. Örneğin in vitro ortamlarda ışık spektrumunun ayarlanması (LED kullanımı) ile bitki gelişimini optimize etme çalışmaları yapılmıştır. Bir araştırmada doku kültüründeki İran menekşesi (Exacum affine) bitkilerinin kırmızı-mavi LED kombinasyonu altında daha iyi fotosentetik aktivite ve büyüme gösterdiği belirlenmiştir. Ayrıca nanoteknoloji uygulamaları da gündemdedir; zeytin mikroçoğaltımında besi ortamına eklenen çinko oksit nanopartiküllerin sürgün gelişimini iyileştirdiği rapor edilmiştir. Tüm bu yenilikler, doku kültürüyle klonlamanın verimliliğini artırarak daha geniş bir tür yelpazesine uygulanabilir hale getirmeyi amaçlamaktadır.

Farklı Türlerde Yöntem Başarı Karşılaştırmaları

Aşağıdaki tabloda, son yıllardaki çalışmalardan seçilen bazı türler için farklı çoğaltma yöntemleriyle elde edilen başarı oranları özetlenmiştir. Tablo, türlerin kategorisine (meyve, tıbbi, süs) göre gruplandırılmış ve ilgili araştırma kaynakları belirtilmiştir.

Tür (Latince/Türkçe)KategoriYöntemBaşarı Sonuçları (Köklenme/Yaşama Oranı)Kaynaklar
Vitis vinifera (Üzüm asması, ‘Miss Blanc’ cv.)Meyve AsmasıOdun Çeliği~%95 köklenme (hormonsuz dahi yüksek, kolay köklenen kültivar)smallfruits.orgsmallfruits.org
Vitis vinifera (‘Norton’ cv.)Meyve AsmasıOdun Çeliği%5–10 köklenme (çok zor köklenen kültivar, oksin etkisiz kaldı)smallfruits.orgsmallfruits.org
Olea europaea (Zeytin)Meyve AğacıYarı-odun Çelik%58–96 arası (çeşide ve mevsime bağlı; ilkbahar+IBA ile %90↑)projects.sare.orgprojects.sare.org
Ficus carica (İncir, ‘Poona’ cv.)Meyve AğacıOdun Çeliği%75.7 köklenme, %82.9 fide yaşam (IBA 2000 ppm + toprak/kum ortam, 90 günde)chemijournal.comchemijournal.com
Juglans regia (Ceviz)Meyve AğacıOdun/Yeşil Çelik%0–20 (genelde başarısız; bu nedenle klasik olarak aşı uygulanır)mdpi.commdpi.com
Juglans hybrid ‘Paradox’ (Vlach klonu) + J. regia (‘Chandler’ scion)Meyve Ağacı (Ceviz)Doku kültürü + Mikroaşı%82 köklenme (anaç), %72 aşı tutma, %84 aklimatizasyon başarısımdpi.commdpi.com
Paeonia suffruticosa (Ağaç Şakayığı ‘Quehao’)Süs/TıbbiHavai Daldırma%100 köklenme (Haziran uygulaması, IBA ile; en başarılı kültivar)mdpi.commdpi.com
Paeonia suffruticosa (‘Baoqing Hong’)Süs/TıbbiHavai Daldırma%82.9 köklenme (Haziran, IBA/NAA; orta başarı)mdpi.commdpi.com
Paeonia suffruticosa (‘Xishi’)Süs/TıbbiHavai Daldırma%77.1 köklenme (Haziran, IBA/NAA; en düşük ama yine yüksek)mdpi.commdpi.com
Ceratonia siliqua (Keçiboynuzu ‘Rahma’)Meyve AğacıHavai Daldırma%95.3 köklenme (hermafrodit kültivar, 4 ay içinde)researchgate.netresearchgate.net
Ceratonia siliqua (Dişi klon)Meyve AğacıHavai Daldırma%80 köklenme (dişi klon, aynı yöntemle)researchgate.netresearchgate.net
Lavandula angustifolia (İngiliz Lavantası)Tıbbi/AromatikYeşil Çelik%88.9 köklenme (oksin + maya ekstraktı ile en yüksek değer)academicjournals.orgmdpi.com
Rosa hybrida (Gül, minyatür kültivar)Süs BitkisiYarı-odun Çelik%85 köklenme (5000 ppm IBA ile; yapraklı çelik, sera koşulu)pmc.ncbi.nlm.nih.govsabraojournal.org
Olea europaea (Zeytin ‘Moraiolo’)Meyve AğacıDoku Kültürü (Neem destekli)4–5 kat sürgün artışı (besi ortamına 0.1 mL/L neem yağı eklenerek, zeatin ihtiyacı azaldı)frontiersin.orgfrontiersin.org
Olea europaea (Zeytin çeşitli cvs.)Meyve AğacıEx vitro Köklenme%80–100 köklenme (tüpte çoğaltılan sürgünlerin dış ortamda IBA ile köklenmesi; kolay çeşitlerde ~%100)frontiersin.orgfrontiersin.org

Tablo Değerlendirmesi: Yukarıdaki veriler, bitki türüne göre ve kullanılan yönteme göre başarının büyük ölçüde değişebildiğini gösteriyor. Meyve türlerinde üzüm, incir gibi kolay köklenen bitkiler çelikle yüksek başarı verirken, ceviz gibi zor türler için doku kültürü tabanlı çözümler gerekiyor. Tıbbi ve aromatik bitkilerde lavanta gibi türler çelikle üretime uygun ve destekleyici doğal/sentetik hormonlar ile verim yükseltilebiliyor. Süs bitkilerinde havai daldırma, aşı veya doku kültürü gibi yöntemlerle istenen klonlar elde ediliyor; örneğin ağaç şakayığında daldırma ile klasik yöntemlerden daha yüksek fidelik başarı yakalanmış durumda. Doku kültürü, zeytin ve ceviz gibi ekonomik ağaçlarda geleneksel yöntemleri tamamlayıcı yenilikçi tekniklerle (ör. mikroaşı, ex vitro köklendirme) birleşerek umut vaat ediyor. Her bir yöntemin etkinliği, ülkelere göre farklı araştırma gruplarınca optimize edilmekte: Örneğin Çin’de süs bitkilerinde hava daldırması öne çıkarken, Akdeniz ülkelerinde zeytin için mikroçoğaltım teknikleri geliştiriliyor, ABD’de zeytin ve üzüm çelikleri üzerine çalışmalar yapılıyor, Fas ve çevresinde keçiboynuzu gibi yöresel türlerde daldırma çalışmaları görülüyor. Türkiye’de de benzer konularda çalışmalar mevcut olmakla birlikte (örn. zeytin ve incirde köklendirme, cevizde doku kültürü denemeleri), bu raporda ağırlıkla uluslararası literatüre odaklanılmıştır.

Sonuç

Son 5 yılda bitkilerin çelikle üretimi, daldan köklendirilmesi ve doku kültürüyle klonlanması üzerine yapılan araştırmalar, türlere özgü iyileştirilmiş teknikler ve daha yüksek başarı oranları ortaya koymuştur. Çelikle çoğaltma, üzüm, lavanta, gül, incir gibi pek çok bitki için hâlâ en pratik ve ekonomik yöntem olup, hormon uygulamaları ve ortam kontrolü sayesinde başarı yüzdeleri artırılmaktadır. Havai daldırma (layering), özellikle klasik yöntemlerle üretilmesi zor veya uzun zaman alan ağaçsı bitkilerde (örneğin ağaç şakayığı, tropik meyveler) etkili sonuçlar vermiş; bazı örneklerde neredeyse %100’e varan köklenme sağlanmıştır. Doku kültürü ve mikroçoğaltım teknikleri ise zeytin, ceviz, aloe vera gibi yüksek ekonomik değere sahip türlerde yenilikçi yaklaşımlarla gelişmektedir. Ex vitro köklendirme, mikroaşı, doğal katkı maddeleri (neem yağı, aloe vera jel vb.) kullanımı ve ışık/ısı optimizasyonu gibi stratejiler sayesinde doku kültürünün verimi artmış, önceden sorunlu görülen bazı türler için protokoller başarılı şekilde uygulanmıştır.

Güncel literatür, meyve ağaçlarında klonal anaç üretiminin yaygınlaştığını, tıbbi bitkilerin korunup çoğaltılmasında in vitro tekniklerin kritik rol oynadığını ve süs bitkilerinde kaliteyi korumak için vejetatif yöntemlerin vazgeçilmez olduğunu ortaya koymaktadır. Her ne kadar her yöntem her bitkiye uymasa da, araştırmacılar kombine yaklaşımlarla (ör. doku kültüründen çıkan fidanın daldırma ile köklendirilmesi veya çelik üretiminin doku kültürüyle hızlandırılması gibi) en iyi sonuçlara ulaşmaya çalışmaktadır. Bu alandaki çalışmalar, iklim değişikliği ve tarımsal talepler doğrultusunda daha dayanıklı, hastalıksız ve uniform bitki materyali üretimini hedefleyerek devam etmektedir. Böylece, üzümden güle, cevizden lavantaya kadar pek çok bitkinin sürdürülebilir üretimi için bilimsel çözümler gelişmeye devam edecektir.

🌳🌿 Mikro yeşil bakımında ustalaşmak için keşfetmeye devam et 🌱🌸

🌳🌿 Yeni ipuçları ve pratik öneriler için okumaya devam edin 🌱🌸